22 Eylül 2020 Salı

LİKİT UZAY-ZAMAN

 

 Likit uzay zaman modeli,objektif olarak değerlendirdiğimde de akla oldukça yatkın görünüyor.Gittikçe küçük ölçeklerde,konum daha belirli olduğundan,parçacıklar çılgınca hareket ederler,enerji skalası büyür.Ben sanmıyorum ki üzerinde bu kadar aktif ve çılgınca olayların oluştuğu uzay zaman solid,hareketsiz,monoton bir yapıya sahip olsun,bana uzak,sevimsiz geliyor.Zaten uzay zamanın yapısını çözmek fizikteki en önemli devrimlerden biri olacaktır ve ayrı iki dost olan kuantum ve kütleçekimi kuramı birleştirilebilecektir kanısındayım.Likit uzay zaman modelinin doğru olduğu yönündeki diğer bir düşünce ise uzay zamanın granüllü yani süreksiz bir yapıya sahip olduğu düşüncesi.Ben hep süreksiz uzay zaman düşüncesi yanlısı oldum,çünkü planck uzunluğu ve planck zamanı diye şeylerin olabilmesi için bu gerekli,ayrıca bu sayıların son derece kesin olması da uzay zamanın aynı derecede kesikli yapılardan oluşması gerektiğini gösteriyor.İşte aynı su gibi makro ölçekte sürekli gibi görünen ama aslen süreksiz olan likit uzay zaman yapısı akla son derece uygun görünüyor.

 Bu uzay zamanda gravitasyonel alanlar ve onları oluşturan parçacıklar,enerjiler,kuvvetler,yani gökcisimleri  elbette ki yüzme davranışı gösterirler.Aynen ayetteki gibi;

“Leşşemsü yembeğiy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fi felekiy yesbehun

Ne güneş aya erişebilir, ne de gece, gündüzün önüne geçebilir. Hepsi bir felekte (yörüngede) yüzmektedirler." (YASİN-40)

 

SÜPER AKIŞKAN UZAY-ZAMAN MODELİ

 Fizikteki iki dominant teorinin uyumsuzluğunu çözmek için, uzay-zamanın sıvı benzeri bir yapıya sahip olması gerektiği önerilmiştir.

 Sıvı uzay-zaman nosyonu üzerine kurulan öngörüye sahip astrofiziksel gözlemlerle yeni yapılan teorik çalışmalar kıyaslanmıştır. Uzay-zamanın son derece düzgün ve serbest, dirençsiz bir akışa sahip bir yapıda, yani süper akışkan olması muhtemeldir. Uzay-zamanı sıvı gibi düşünmek oldukça yararlı bir analojidir.

 Sıvıları içeren parçacıklardan sıvıların özellikleri nasıl ortaya çıkıyorsa, uzay-zamanın dokusu, özellikleri, çalışmasının altında yatan fiziksel yapıdan bu şekilde ortaya çıkmaktadır.

 Su, ayrık, tanecikli, bireysel moleküllerin kuantum mekaniğinin kanunlarına göre birbirleri ile etkileşime girmesi ile meydana gelmektedir, ancak suyun büyük ölçekteki davranışı, görünümü sürekli, akışkan, transparan ve kırılgandır. Bu zuhur eden özellikler, bireysel moleküllerin doğasında yoktur. Suyun küçük ölçekteki doğası ile büyük ölçekteki doğası birbiri ile tamamen uyumsuzdur.

 Aynı şekilde, genel görelilik teorisi çok büyük ölçekteki evrenin dinamiğinden sorumlu olmasına karşın, kuantum mekaniği de çok küçük ölçekteki dinamikten sorumludur. İki teori de kendi domenlerinde oldukça tutarlı ve mükemmel sonuçlar vermektedir. Bu iki teorinin birbirleri ile çelişmesi, çok büyük ve çok küçük durumların birleştiği fenomenlerde ortaya çıkmaktadır. Bunlar evrenin başlangıç tekilliği ve kara deliklerin (çok büyük kütleli çok küçük hacimli sistemler)dır.

 Bir çok fizikçi, bu problemi gravitasyon alanını kuantize ederek çözmeye çalışmışlardır. Bu alanda bir çok çalışmalar olmuştur, sicim teorisi, döngüsel kuantum gravitasyonu gibi. Belki de, gravitasyon alanından çok uzay-zamanın temel doğasını kuantize etmek gerekebilir. Bu teoriye göre, açığa çıkan uzay-zaman, bir sıvı gibi davranır.

 Ancak uzay-zaman sınır durumları "çok yüksek enerjili ışık parçacıkları-yoğunlaşmış bozonlar" içereceğinden, bu sıvı bir süper-akışkan olmalıdır.

 Bu analojiye göre, parçacıklar uzay-zaman boyunca, okyanustaki bir dalganın hareketi gibi hareket etmektedirler. Akışkanlar mekaniği, yüksek enerji fiziği ile birleştirilmelidir.

 Uzay-zamanda farklı enerji seviyelerine sahip parçacıklar, farklı dalga boylarına sahip dalgaların farklı hızlarda yayılması gibi yayılırlar.

 Dalgalar hareket ederken zamanla enerji kaybederler ve sönümlenirler. Bu sönümlenme etkisi de, fotonlar uzay-zamanda hareket ederken (fading effect) gözlemlenmektedir. Yüksek enerjili fotonlar uzak mesafeleri kat ederken, enerji kaybına maruz kalırlar, bu da akışkanların hareketi esnasındaki enerji kaybı ile uyumludur. Sıvı benzeri uzay-zaman düşük viskoziteye sahip ve sönümlenme oranı çok düşük olan bir süper-akışkan şeklinde modellenebilir.

 Bu çıkarımlar doğru ise, uzay-zaman bir süper akışkandır ve farklı enerji seviyelerindeki fotonlar, uzay-zamanda farklı hızlara sahiptirler ve enerjileri zamanla sönümlenmektedir. Bu da, özel göreliliğin ışık hızının değişmezliği postülatının geçerliliğini kaybettiği anlamına gelmektedir.

 Bu modelleme sayesinde, kuantum mekaniği ile genel görelilik tek bir teori şeklinde birleştirilebilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

VAROLUŞUN KOZMİK PİYANGOSU;KARBON REZONANSI

  Bildiğimiz anlamıyla yaşam karbon elementi olmadan ortaya çıkmış olamaz.Karbon,kendi türünden diğer atomlarla benzersiz bir birleşme yet...

En Çok Görüntülenen